26 Şubat 2010 Cuma

ŞENPAZAR'DA KASFOT İLE GEZİ VE YORUM













Kastamonu Fotoğrafçılar Topluluğu Başkanı Suat Cumali GÜNGÖR (Suat Hocam)la bir fotoğraf gezisi planları üzerinde konuşurken en güzel sonbaharın yaşandığı yerlerden biri olan Şenpazar’a gidelim dedim.

Olumlu cevabı üzerine Şenpazar Belediye Başkanımız Sn. Suat SAYGIN’dan yerel rehber ve gezi güzergâhı konusunda yardım istedim.

Başkanımız bu konuda memnuniyetle yardımcı olacağını İlçemize gelecek tüm fotoğrafçı, doğa, eko ve av turizmine yönelik guruplara gereken rehberlik ve yardımın verilebileceğini,bu konularda T.C. ENPAZAR BELEDYE BAKANLII RESM WEB STES ve (0366) 788 10 01- (0366) 788 10 69 telefondan gerekli bilgileri alınabileceğini söyledi.

Gezi planlamasını yaparken, Hanönü ile ilgili kapsamlı bir tanıtım projesi için ilimizde bulunan, Kastamonulu tanınmış fotoğraf sanatçısı Mustafa DEMİRBAŞ’a da gezimize katılması için teklifte bulunduk. Kendisine bu gezi de bizlere katıldığı ve bilgilerini paylaştığı için teşekkür ediyorum.

Gezimizden notlara gelecek olursak.

Kastamonu’dan erken bir saatte yola çıkmıştık. Üzerimizde bir mahmurluk vardı. Oyrak Geçidinden aşağı inip, Devrekâni ovasını sis denizi içinde bulunca bir anda uykumuz açıldı. Araçtan aşağı atlayan makinesine davrandı.

Başkanın uyarı düdüğü olmasa öğleye kadar o sis denizini çekebilirdik.

Ağlı’da paça çorbası içmeden olur mu hiç. Sabah mis gibi çorbayı, demli çayları içince gözümüzün ışığı yerine geldi.

Yol üstünde o kadar güzel yerler var ki bir an hiç Şenpazar’a gidemeyeceğiz diye düşündüm. Bereket başkanımız Suat Hocam bu konularda çok tecrübeli ve otoriter. Düdüğü çalınca iş bitiyor.

Şenpazar’da bizleri sıcak bir karşılama bekliyordu. Belediye Başkanımız, bir cenaze dolayısı ile gelememişti ama yol ve güzergâh konusunda yardımcı olmak üzere bir ekip hazırlamıştı.

Orman işletmesinden Şef Kenan Bey, Şenpazar’ın sesi gazetesi sahibi Muzaffer Bey, yerel fotoğrafçı Harun Bey bizleri bekliyordu.

Eski adı samay yeni adı Yarımca’ya doğru yola çıktık.

Şenpazar’ın içinden yukarılara tırmandıkça, sonbaharın renkleri daha bir belirgin olmaya başladı. Her köşede durup fotoğraf çekilse yine de doyulmayacak bir güzellik içinde yol alıyorduk. İnanılmaz güzellikteki bu görselliği fotoğraflarla, kelimelerle anlatmak mümkün değil. O yüzden sonbahar bitmeden gelin görün derim.

Yarımca bir yamaç üzerine kurulmuş harika manzarası olan yayla köyü. Köyün girişinde bizi Ahmet ARSLAN karşılıyor. Köy içinde dolaşırken dumanlar tüten bir bahçe içinde pekmez yapan Teyzelerimizi görüyoruz. Yanlarına gidip, fotoğraflamak için izin istiyoruz.

Pekmez kazanını karıştıran teyzem,

-Cemile teyzem gelmezse olmaz diyor. Hemen Ahmet Amcam devreye girip Cemile teyzemi arayıp bulup getiriyor. Hep birlikte fotoğraflıyoruz.

Köyün tertemiz olması ilgimi çekiyor. Tek bir çöp bile yok. Sonradan öğreniyorum ki Ahmet Amcam köydeki poşetleri çöpleri toplayıp sobada yakarmış. Kendi evinden belli zaten bahçesi evi çok düzenli ve temiz bir görünüme sahip

Köyde İsmail amcamla tanışıyorum. Çok güzel bir düşünceyle evinin altını yayla turizmi için düzenlemiş, turizme açmış. Buraya gelen misafirlere ne vaat ediyorsun buraya gelenler ne bulacak diyorum.

-Misafirlerimiz buraya gelince yaylanın o temiz kokusuyla dolu tertemiz havasını bulacaklar. Sabah dağlardan gelen rüzgârın fısıltılarıyla uyanacaklar, tandırda közde pişmiş çaylarını içip, gözlemelerini yiyecekler. Bu dağlarda açan binlerce çeşit çiçeklerin özünden yapılan hakiki balı, bu yaylada yetişen envai çeşit kokulu otuyla beslenen ineklerin sütünü yoğurdunu, kaymağını tereyağını bulacaklar İsteyen misafirimiz sütünü kendi sağacak, yumurtasını kümesten kendi alacak, bahçemizde yetişen organik meyvelerle sebzelerle yöresel yemeklerimizi bulacak dedi.

Çok hoşuma gitti. Peki, size nasıl ulaşabilir bunları isteyenler deyince,

Bunları yaşamak isteyen, yayla turizmine ilgi duyanların, Belediye yetkilileri ile irtibata geçmeleri yeterlidir dedi.

Biz köyde fotoğraf çekimi yaptığımız sırada Ahmet Amcam, Cemile teyzem ve diğer gönül dostları etli ekmek, kabak, tatlısı, bandıma, turşu aklınıza gelen ne varsa elbirliği ile kısa sürede yapıp, mükemmel bir açık büfe hazırlamışlardı bile.

Ahmet amcama Cemile teyzeme ve diğer tüm köy halkına gösterdikleri güler yüz, samimi ve içten davranışları için kısaca her şey için teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Yemekten sonra yeniden yollara düştük.

Alabalık tesisi, fabrika deresi güzergâhından Şenpazar’a indiğimizde hava kararmıştı. Şenpazarın sadece küçük bir bölümünü bile gezemeden fotoğraflayamadan günü bitirmiştik.

Oysa daha görülecek gidilecek o kadar güzel yerler vardı ki.

Bir dahaki sefere dedik.

Başkanımızın makamında kısa bir tanışma toplantısı yapıp, Şenpazar Kültür evini gezdikten sonra yola çıktık.

Kastamonu fotoğraf Topluluğuna verdiği destek için Şenpazar Belediye Başkanı Sn. Suat SAYGIN’a, Şenpazar Gazetesi Sahibi Muzaffer ERDEM’ ve yerel Fotoğrafçı Harun KARAMAN’a teşekkürlerimi sunarım.

Başkalarını bilmem ama

Benim kalbim Şenpazar’da kaldı.






--
selam ve sevgilerimle
CEBRAİL KELEŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder