27 Mart 2012 Salı

Şenpazar’ın Sesi 21. Yılını Kutluyor!..



Şenpazar’ın Sesi 21. Yılını Kutluyor!..

Şenpazar’ın Sesi Gazetesi 1992 yılı Mart ayında yayın hayatına adım attı.

15 Şubat 2010 tarihinde kaybettiğimiz merhum Cevdet Öztürk tarafından 1992 Mart sayısı ile yayın hayatına adım atan gazetemiz bu ay 21. Yılına girmenin haklı gururunu ve onurunu yaşıyor. Gazetemizin isim babası ise Edebiyatımızın koca çınarı merhum Rıfat Ilgaz’dır. Cevdet Öztürk ile zaman zaman Cide’de buluşup sohbet ederler. Yine böyle bir günde Cide’de yaptıkları sohbet sırasında Şenpazar’da neden bir gazete çıkartmıyorsun? Diye sorar Rıfat hoca. O dönemde Avukat Fuat Nazlı Cide’de ‘Cide Postası’ adıyla gazete çıkartmaktadır. Cevdet beye sen de Şenpazar’ın Sesi adıyla bir gazete çıkart der. Rıfat Ilgaz’ın bu önerisini olumlu karşılayan Cevdet Öztürk hazırlıklarını tamamlayarak ilk sayısını 1992 yılı Mart ayında okurlarıyla buluşturur. O yıllarda gazete çıkartmak günümüz koşullarıyla kıyaslanamayacak ölçüde zor ve meşakkatlidir. İlçe sorunlarını ve çözüm önerilerini hep gündemde tutan, hatta ülke sorunlarına da değinen bir gazeteyi sıla ile gurbet arasında bir köprü olmuş, büyük ilgi görmüştü. O günlerden günümüze kadar değerli okurlarımızın destekleriyle gelebildik. Bu vesile ile Gazetemizin kurucusu gerçek bir aydın olan merhum Cevdet Öztürk’ü de saygı ve rahmetle anıyoruz. Yeri doldurulamaz. Ondan aldığımız bu bayrağı elimizden geldiği kadar dalgalandırmaya çalışacağız. Okurlarımızın her zaman olduğu gibi, yine bize desteklerini esirgemeyeceklerini biliyoruz. 2012 Mart ayı yayınımızla 221. Sayımıza ulaşmanın gurur ve mutluluğunu siz değerli okurlarımızla paylaşıyor, nice yıllara okurlarımızla birlikte huzur ve mutluluk içinde ulaşabilmeyi diliyoruz. Bu 21. Yılımızda her okurumuz yeni bir abone kazandırarak bizlere destek olursa daha da güçlenerek yöremizin sesini duyurma şansı bulabiliriz.

21 Nisan 2012 Cumartesi akşamı İstanbul Mecidiyöy'de 21. Onur Yılımızı kutlayacağımız gecemize tüm okurlarımız davetlidir.

Şenpazar Belediye Başkanımız Milli Piyango Genel Müdürlüğü İle Sözleşme İmzaladı - 26.03.2012

Şenpazar Belediye Başkanımız Sn.Suat SAYGIN’ nın girişimleri ile Milli Piyango Genel Müdürü Sn.Recep BİÇER ile sözleşme imzalandı.

- İlçemizde ilk defa Mili Piyango bileti çekilişi 9 Nisan 2012 Pazartesi Harmangeriş YİBO Kapalı Spor Salonunda yapılacak.

- TRT ANADOLU Televizyonundan canlı yayınlanacak. Canlı Yayın akşam 19.30’ da başlayacaktır.

- Oğuz YILMAZ, Berna BAŞEL Konserleri halkımıza ücretsiz olarak sunulacaktır.

- 82 Ekran 5 Adet LCD TV, Konsere ve çekilişe gelenlere verilen broşürdeki numaralara göre dağıtılacaktır.

Şenpazar Halkımız adına Milli Piyango Genel Müdürü Sn.Recep BİÇER’ e Belediye Başkanımız Sn.Suat SAYGIN, AK Parti İlçe Başkanı Sn.Ahmet BAKIR, İl Genel Meclis Üyeleri Sn.Selahattin ACAR ve Sn.Yavuz ÖZDEN makamında teşekkür ettiler.

Belediye Başkanımız Sn.Suat SAYGIN, Şenpazar İlçemizde ilk defa Milli Piyango çekilişi, konser ve ilçe tanıtımının gerçekleşeceği için, katılacaklara ve izleyeceklere sağlık ve esenlikler diledi.

Şenpazar`ın Yıllık Kaşık Vergisi 180.000, Üretimi 1.800.000 Adet - 27.03.2012



Şenpazar`ın Yıllık Kaşık Vergisi 180.000, Üretimi 1.800.000 Adet - 27.03.2012


Mevsim kış, Hava soğuk yer buzlu. Şenpazar-Cide yolundayım. Harmangeriş`e gelmeden sağdaki levhaya bakıp dönüyorum.

Âşıklı orta mahallesi yazıyor, Birkaç km ilerleyince Orta mahallesinde buluyorum kendimi.

Cebrail Keleş / Kastamonu Postası


Yol kenarındaki ahşap evde tanıdığım en iyi kaşık ustası, marangoz ve
rehber olan Yüksel Ustam oturuyor.
Buraya kadar gelmişken bir selam vermeden gidilir mi?
Zaten kapıda duran aracı gören kızı Habibe pencereden el sallayıp
dışarı çıkıyor.
Elinde bastonlar var.
Hayrola Habibe noldun, nettin sen öyle diyorum.
--Romatizmaymış diyor.
Yüksel Ustayla kısa bir hal hatır faslından sonra Kızını soruyorum ne
oldu küçücük çocukta ne romatizmasıymış bu deyince,


--Hiç sorma doktor doktor gezdik en son Ankara`da romatizma teşhisi
koydular diyor.
Allahtan şifa dileyip Kardelenlerimi soruyorum.
Bahçede, yamaçta her yerdeler seni bekliyorlar hadi düş peşime diyor.
Kardelen dediğimiz bitki bir parmak boyunda bir şey. Fotoğrafını
çekmek öyle kolay değil.
Bana diyorum bir çuval bulun.
Yüksel Usta ile ben, elde çuval sırtta tripod yamaçtan aşağı çamurlar
içinde gidiyoruz. Arada bir çuvalı yere seriyor üstüne yatıp fotoğraf
çekmeye çalışıyorum.
Elde çuval tarlada yuvarlanan birini gören İGM üyesi Yavuz Özden`de
yanımıza geliyor.
Aslında tahmin ettim diyor senden başka kimse bu mevsimde buralara
uğramayacağını, hele elde çuval yerlerde sürünmeyeceğini,
Ben fotoya devam ediyorum, ama birkaç çekimden sonra oluyorum çamurdan
adam. Çamur ve soğukta epey uğraşıp yorulunca Yüksel Usta,
--Hadi eve yeter artık bu kadar kardelen şimdi çay zamanı diyor.
Ocağın yanındaki kerevete atıyorum kendimi. Evin salonu sayılabilecek
bir odadayız. Soba yanıyor, üstünde de çay fokurduyor.
Bir köşede Yüksel Ustanın babası Asım Erdoğan Usta elinde bir bıçak
kaşık oyuyor.
Selamımıza selam ve güler yüzlü bir karşılık alıyoruz.
Hoş geldin sefa geldin diyor. İyi ki geldin.
Asım amcam, Yüksel Usta, Yavuz Bey ve Yüksel ustanın kızı Habibe ile
eşi, bir yandan çaylarımızı yudumlarken bir yandan da dereden tepeden
konuşuyoruz.
Yüksel`in herhangi bir maaşlı işi yok. Beslediği üç beş hayvanı var.
Ektiği birkaç evlek tarlası, bir de yaptığı kaşıkları var.
Tabi satabilirse.
Babasından öğrenmiş kaşık yapmayı.
Asım Usta gençliğinde düğünlerde kemane çalarmış. Üç beş bir şey
kazanırdık diyor.
--Çalsana bize bir şeyler bu Asım Ustam diyorum.
--Çok yıllar geçti çalmayalı ama bir deneyelim, uzatın bakalım şu
kemaneyi diyor.
Dışarıda kar yağıyor.
Sobanın çıtırtılarından başka bir sesin duyulmadığı odaya kemanenin
sesi yayılıyor.
Akordu bozuk uzun yıllardır kullanılmayan kemanede ses filan kalmamış.
Asım Usta bırakıyor kemaneyi sonrasında tekrar kaşık yapımına dönüyor.
Yüksel Ustanın dediğine göre babası en iyi "Yeşil Ördek gibi daldım
göllere" türküsünü çalarmış. Rahmetli annem de çok severdi diyor.
İGM Üyesi Yavuz Bey kaşıkla ilgili bir bilgi veriyor.
Bir zamanlar diyor bu bölgenin bir yılda verdiği kaşık vergisi
180.000.Adetmiş. Oran yüzde on olduğuna göre yıllık Bir milyon sekiz
yüz bin kaşığa denk geliyormuş diye anlatınca,
--Yok, canım diyorum o kadar kaşığı kim yapacak.
--Her ev bir kaşık üretim yeriymiş diyorlar.
Ve bir belgenin fotokopisini çıkarıyorlar ortaya. Burada yazıyormuş
vergi miktarı. Bakıyorum ama bir şey anlamıyorum ancak Fazıl Çiftçi
hocam okur bunu diyorum.
Şenpazar Âşıklı köyü, orta mahallesinde sadece bir ev kaşık üretiyor.
Oysa bir zamanlar buralarda her evde yapılırmış.
Hem de milyonu bulan bir üretimmiş.
Sadece vergisinin miktarı 180.000 adetmiş.
Şenpazar Âşıklı Orta Mahallesinde bir ev kaldı o yılda milyon tane
kaşık yapanlardan, ama Yüksel Usta dertli mi dertli.
Artık kaşık yapmayacağım arıcılık yapacağım diyor.
Geleneksel el sanatlarını yapan kaç kişi kaldı ki. Bu son ustalara da
sahip çıkmazsak gelecek nesiller bu sanatların nasıl yapıldığını arşiv
görüntülerinden seyredecekler.