20 Aralık 2010 Pazartesi

Kastamonu`nun en ıssız yolu
























Önümüzdeki İl Özel İdaresine ait treyler, sırtındaki 30 tonluk Dozerle birlikte Şenpazar Alancık yokuşunu tırmanırken aracın camından dışarı bakıyorum.



Cebrail Keleş / Kastamonu Postası / Saat öğleyi geçmiş. Hava puslu, kapalı ama yağış şimdilik yok. Sıcaklık 3–5 derece kadar. Karlar ise hafiften erimeye başlamış.

Treyler dozeri indirip yoluna devam ediyor. Biz kalıyoruz kapalı yol ve dozerle baş başa.
Şenpazar-Alancık ile Cide Muna Mahallesi arasındaki yol kapalı. Görevimiz Şenpazar tarafından bu yolu ulaşıma açmak.
Dozer önümüzde karları yara yara yol açıyor biz de 4x4 pikapla arkasından geliyoruz. Bir müddet sonra hava hafiften kararmaya başlıyor. Dozer önümüzde birden durup kenara çekiliyor. Merak edip yaklaşıyoruz.
İş Mak.Opr.Dursun Usta;
—Şefim yola bir domuz girdi diyor.
Domuz önde biz arkada yola dalıyoruz. Çalgıç diyorlar, erkek ve dişleri kocaman olanlardan, kendisi de çok iriydi. Buna rağmen müthiş bir hızla önümüzden gitti. Yetişemedik.
Ama bu aksiyon bize oldukça iyi geldi.
Sonra yine rutin yol açma işlemleri başladı.
Hava karardı. Şimdi orman içinde sadece yol açan dozerin ışığı vardı. Bir de iki metrelik kar yığını.
Saatler ilerledi. Gece ayazı çıktı. Bereket kar yapışmış ve donmuştu da, esen fırtınamsı rüzgârda eskin yapıp bizim açtığımız yolu arkamızdan kapatmıyordu.
Zifiri karanlıkta beyaz bir yol üstünde sarı bir ışık vardı. Başka da hiçbir insan yapımı bir şey gözükmüyordu.
Ne havlayan köpekler, ne de uzaklarda, çok uzaklarda olsun köylerin solgun sarı ışıkları görünüyordu. Sadece bomboş karanlık ve ıssız bir vadi vardı.
Şoförümüz Yaşar arada bir tarla, aşlak ya da kıyı çiti gördüğünü iddia etse de ben hiç öyle düşünmüyordum. Dağın zirvesinde dolanıp duruyorduk. Yol bir ara aşağı inmeye başladı. Tamam dedik şimdi bir köye ulaşırız. Git git bir şey gözükmüyor. En sonunda birkaç ev gözüktü. Sanırım burası Muna Mahallesi diyoruz ama tüm evler karanlık hiçbir ışık levha yazı yok. Tüm köy mü uyudu. Bir tek yanan ışık bulamadık göremedik.
Ama o mahallenin yolu Cide İlçe Özel İdaresince bizden hemen önce ulaşıma açılmış. Kastamonu’da bunca zamandır gezerim. İlk kez bu kadar ıssız bir yola denk geldim.
Vadi kapkara, gerçi elektrikler kesik o yüzden uzaktaki köyler seçilmiyor ama yine de bu kadar uzun yol gidip te hiçbir köye rastlamamak beni bile şaşırtıyor.
Nihayet uzakta bir iki ışık seçiliyor.
Rahatlıyorum.
Şoförümüz Yaşar Cide-Kum köyü bulduk ya gerisi kolay şefim bundan sonrasını bana bırak diyor ama az sonra yanlış bir yola girmekten kurtulamıyor.
Cide ana yolunu bulmadan bana rahat yok diyorum.
Biraz sonra Cide yoluna çıkıyoruz. Dağda metrelerce kar varken Cide tertemiz. Hafiften yağmur atıştırıyor.
Cide Ekip Başı Şenol’la birlikte Mehtap Lokantasında yemek ve karşıdaki kahvede çay içince kendimize geliyoruz.
Kastamonu yoluna çıkıyoruz. İstikamet ev.
Vakit gece yarısını çoktan geçmiş.
Herkes evinde.
Dağlı geçidini tırmanırken kardan duvarlara bakıyor, Muna mahallesinde yaşayanları düşünüyorum. Yol kapalı, elektrik yok.
Umudun tükendiği anlarda dağdan bir yerden bir iş makinesi gece yarısı gelmiş yolu açıyor.
Bir masal gibi.
Sonu güzel biten masallardan.
Bu masal kahramanlarına teşekkürler.

Cebrail KELEŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder